Antik Dönemde Mezar Mimarisi: Kasta Tümülüsü, Amphipolis Aslanlı Mezar

Mezar Mimarisi ve Gömü Gelenekleri

    Mezar mimarisi ve gömü gelenekleri bölgede yaşayan toplulukların sosyal yaşantısı, siyasi yapısı, ritüelleri, dini inançları, mimari ve mühendislik bilgisi gibi birçok konuda araştırmacılara analiz yapmaları için bilgi vermektedir. Bilgilerin tutarlı olması, yazılı kaynaklar, mezar stelleri, pişmiş toprak vazolar,  gömüt taşları, dikit heykelcikler, lahitler gibi arkeolojik buluntular ile araştırmaların desteklenmesi, topluluk yaşantıları ile ilgili bilgiler de analizleri kolaylaştırır. Mezar mimarisi ve gömü gelenekleri ile alakalı elde edilen en eski buluntulardan çok daha öncesinde de gömü geleneklerinin var olduğu, insanlığın gömülere her zaman değer verdiği ve farklı törenler ile gömülerini gerçekleştirdikleri çeşitli betimlemelerden yola çıkarak söylenebilir.

Amphipolis Aslanlı Mezar taban mozayiği, Persephone  Kaçırılma Sahnesi

Toplulukta ahiret inancının olup olmaması, topluluğun siyasal yapısı ve gömünün sosyal statüsü, bazen cinsiyeti veya yaşı da gömülerde farklılıklar görülmesine sebep olmuştur. Ahiret inancı dolayısıyla gömülerin yanlarında hediyelerin yer alması araştırmacıların gömüdeki kemikler dışında tarihlendirmede veya gömünün hangi topluluğa ait olabileceğine dair bilgi üretmelerinde yardımcı olur. Gömülerin ilk kez anıt mezarlar şekilde ne zaman yapıldığı bilinemiyor. Bunun sebebi anıt mezarların malzemelerinin organik olabileceği ihtimalidir. Bunun yanı sıra organik maddeden yapılmış ve sağlam elde edilmiş mezar anıtları istisnai olarak görülmektedir. (II. Philip’e ait tonozlu mezar yapısı)

Urartu Seramiği Mezar Buluntusu, M.Ö. 1600-1500 (Füsun Kavrakoğlu)

Mezar Mimarilerinde Örnekler

Mezar yapıları bölgenin coğrafyası ve topografyası ile de ilişkili olduğundan birçok bölgede birçok farklı mezar türünün oluştuğu görülmüştür. Anıtsal yapılar genellikle önemli kişiler ve hükümdarlar için yapılırken alt sınıf toplulukların daha sade gömüleri olduğuna ve şehrin farklı bölgelerinde yer aldıklarına rastlanmıştır. Dönem dönem krallıklar arasında bölgeden bölgeye değişen büyük anıtsal mezarlar moda olmuş ve bu anıtsal yapılar ileriki zamanlarda da yerini başka modellere bırakmıştır. Mezar türleri; kaya mezarlar, tümülüs mezarlar, payeli mezarlar, tapınak tipli mezarlar olarak sınıflandırılabilir. Tabii halen keşfedilmemiş veya sınıflamaya katılmamış mezar tipleri olduğu da bilinmelidir. Anadolu’da ve Batı Trakya’da çokça rastlanır. Kaya mezarlar, adlandırması da dolayısıyla anlaşılacağı gibi doğal kayaların çokça görüldüğü bölgelerde kayaların oyulması ile oluşturulmuştur. Frigya kaya mezarları, Likya kaya mezarları, Poplogonia Kaya Mezarları önemli örneklerdendir.

Vergina II. Philip Mezar Anıtı, M.Ö. 359-336

 Tümülüs mezarlar ise bazen ahşap veya taş mezar odalı bazense dromoslu(odaya giden bir koridor geçiş) şekilde odanın üzeri yaş veya yığma toprak ile yapay bir tepe oluşturularak yapılır bu tepeler 62 m bulabilen anıtsal yapılardır.  Orta Anadolu’da Gordium, Lidya bölgesinde Bintepeler, Komagene Tümülüsü, Orta Yunanistan’Da Marathon Tümülüsü önemlilerindendir. Payeli mezarlar, Likya’ya özgü bir yapıdır. Mermer basamaklar üzerine yapılmış taş oda mezar şeklinde yapılmıştır. Xanthos Aslanlı Mezar, Xanthos Harpyler Anıtı; Yazıtlı Mezar, Belenki Anıtı önemli örneklerdendir. Tapınak tipli mezarlar, adlandırmasından da anlaşılacağı üzere dış yapısı tapınak biçimli inşa edilmiş mezar odası şeklinde düzenlenmiş yapılarıdır, bazen mezar odaları boş olabilir ve yalnızca onurlandırma amaçlı yapılabilir. En önemli örneği ve öncüsü niteliğinde olan Moseluom, Karia’nın Pers Satrapı Kral Mosolus içi yapılmış olan anıttır. Anıt Halikarnossos’da yer almaktadır. Tapınak tipli mezarlar bu anıt örnek alınarak geliştirilmiştir.

Mısır Sakkara Piramit Mezar Anıtı, M.Ö. 2500'ler

Amphipolis Tarihi Coğrafyası, Siyasi Yapısı

Amphipolis Kasta Tümülüs’ü daha önce de bahsedildiği gibi yapıldığı dönemin krallığından ve coğrafyasından etkilenmiş bir yapıdır. Amphipolis, Strymon Vadisi ve altın yatakları sayesinde her zaman önemli bir noktada yer almıştır. M.Ö. 438/437’de bir Atina kolonisi olarak kurulmuştur. Erken dönemde ise tarih öncesine kadar iskan edildiği bilinmektedir. M.Ö. 7 y.y. itibariyle bölgeye yunan kültürünün giriş yaptığı Korinth ve Atina’ya has vazolardan anlaşılmaktadır. M.Ö. 438/437’den Pelopponesos Savaşı (M.Ö. 422) kadar Atina’ya bağlı kalmış sonrasında ise II. Philippos’un Makedon’ya krallığına dahil edilmesine(M.Ö. 357) kadar bağımsız kalmıştır. M.Ö. 167’de Roma’nın Makedonya’yı ele geçirmesi ile Makedonya Prima’nın başkenti olmuştur. [2] Bölgede Amphipolis öncesinde keşfedilmiş anıtsal yapılar vardı, bunlar; Vergina’da yer alan Antik Aigai Makedon kraliyet mezarlarıdır. Makedon kraliyet mezarları genellikle bu bölgede yaygın olsa da İskender’in seferleri ile farklı bölgelerde de görülmüştür.[3]

Amphipolis, Kasta Tümülüsü: Kazısı ve Buluntular

Aslanlı Mezar, Kıta Yunanistan’da keşfedilmiş en büyük Tümülüs olmuştur.  Kasta Tümülüs’ündeki ilk arkeolojik çalışma, 1965-1980 yıllarında D. Lazarides ve ekibi ile yapılmıştır.[5] Lzarides’in 1992-1993 yılındaki çalışma raporlarına göre tümülüsün Demir Çağ veya Arkaik döneme ait olduğu çalışılmaktadır.[6] Amphipolis Aslanlı Mezar, araştırmacılar tarafından 4.yy tarihlendirilmektedir. Tarihlendirilen dönemin Büyük İskender’in öldüğü döneme denk gelmesi ve anıtsallığının ortada olması dolayısıyla mezarın Büyük İskender’e ait olduğu iddia edilse de araştırmacılar mezarın Büyük İskender’in yakın arkadaşı Laomedon’a ait olabileceği üzerinde daha çok durmaktadır. [7]

Amphipolis İç Mezar Odaları

Tümülüs’te çokça kaçak kazı yapıldığından heykeller ve gömü çok fazla tahribata uğramıştır. Bulunan kemik parçalarının dağılmış ve eksik olması sebebiyle gömünün kime ait olduğu veya kemiklerin definecilerden birine mi ait olduğu bilinmemektedir. Bu sebeple araştırmacılar, kemiklerin yanıltıcı olabileceğini belirtmiş ve arkeolojik kalıntılar doğrultusunda mezar çalışmaları devam etmektedir. Gömü odası(üçüncü oda) dışında elde edilen ilk ve ikinci odanın girişlerinde koruyucu nitelikli olduğu tahmin edilen sfenks, caryadits heykelleri tarihlemede önemli olmuştur. Sfenkslerin Yunan Kültürünün erken dönemlerinde veya daha yaygın bir biçimde Mısır’da görülmesi İskender’in Mısır seferlerine veya Mısır’daki gömüsüne mi gönderme yapılmış olabileceği teoriler arasındadır. Heykeller ve duvar süslemeleri dışında görülen önemli bir diğer eser ise ikinci odanın zemininde yer alan Persophone’nin kaçırılma mitosunun anlatıldığı çakıl taşından mozaik yapısıdır. Kaçırıldığı tahmin edilen ahşap tabutun fildişi, bronz kakma işlemeleri olduğu bulunan parçalar doğrultusunda öneriler arasındadır. Mezara adını veren aslan heykeli ise 5m civarında büyük bir heykeldir. Mezarın dışında parçaları bulunmuş ve birleştirilerek sergilenmeye başlamıştır. Aslan heykelinin tümülüsün tepesinde yer aldığı yüzünün şehre dönük olduğu ve Delos aslanı gibi şehrin kudretini simgelediği ihtimaller arasındadır.

Kayıp ahşap tabutun kakma fildişi küçük buluntuları

Amphipolis Aslanlı Mezar’ın Önemi

Amphipolis, farklı dönemlerde gerek doğal kaynakları gerekse ticaret yollarında geçiş noktası olarak yer alması dolayısıyla stratejik öneme sahip olmuştur. Atina veya Korinth kadar merkezi bir bölge olmasa da hakimiyetine girdiği krallıklar imparatorluklar döneminde ikinci merkez veya ikinci kale görevi görmüş olabileceği söylenebilir. Makedon kraliyet mezarlarının yanı sıra son dönemde keşfedilen Aslanlı Mezar olarak adlandırılan yapı;  gömünün kime ait olduğundan da bağımsız olarak küçük buluntular, yapının boyutları koruyucu heykeller, bezemelerdeki boyamalar, zeminde yer alan mozaik betimi, mermer kapıları, kayıp tabutun kakma parçaları gibi kalıntılar sayesinde ne kadar önemli ve kendi başına anıtsal bir yapı olduğunu ortaya koymuştur. 


Kaynakça

1.      A. Erhat(1996). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul.

2.      A. M. Mansel (1999). Ege ve Yunan Tarihi. Ankara.

3.      D. Lazarides(1993). Amfipolis, a guide to the antiquities, Ministry of Culture, Archaeological Research and Restoration Fund.

4.      D. Lazarides, A. Romiopoulou, J.Touratsoglou(1992). The Tumulus of Nikissiani [in Greek with English abstract]. Athens, The Archeological Society at Athens, s.69

5.      E. Akurgal(1993). Eskiçağ’da Ege ve İzmir. İzmir.

6.      E. Akurgal(2000). Ege Batı Uygarlığının Doğduğu Yer. İzmir.

7.      G. Richter(1984). Yunan Sanatı. Çev. B. Madra. İstanbul.

8.      O. Yarlıgaş(2015). II. Phlippos ve Makedonya Krallığı’nın Yükselişinin Arkasında Yatan Askeri, İdari ve Ekonomik Nedenlere Bir Bakış, Cedrus III, s. 163-180.

9.      R. A . Tomlinson(2012). Yunan Mimarlığı. Çev. R. Akbulut. İstanbul.

10.  R. Körpe. Büyük İskender’in Troas’ta İzlediği Rota ve Granikos Savaşı, Çanakkale Araştırmları Türk Yıllığı, s.95-108.

11.  S, George, P. Spyros, C. Alexandros(2017).  The geological structure of Kastas hill archaeogical site, Aristotle University of Thessalonki, Department of Geology, Bulettin of Geological Society of Greece, s. 38-51.

12.  O. Tekin(2007). Eski Anadolu ve Trakya. İstanbul.

13.  Y. Gülçin(2014). II. Phippos ve III. Aleksandros Döneminde Makedonya Krallığı, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.

Bağlantılar

www.britannica.com

www.nationalgeograpic.com

www.petersommer.com

www.amfipolis.info.com

www.bbc.com

www.odysseus.culture.gr

Yorumlar